
Yayınlanma: 19 Kasım 2025 17:13
Güncellenme: 23 Kasım 2025 04:35
Son haftalarda kripto dünyasının en çok konuşulan iddialarından biri, sızdırılan bazı e-postalara dayandırılıyor: Jeffrey Epstein, Bitcoin’in erken geliştirilmesini dolaylı şekilde finanse etmiş olabilir. MIT Media Lab üzerinden aktarıldığı öne sürülen bu fonlar, Bitcoin Core geliştiricilerinin maaşlarını karşılayan programların başlangıcında kullanılmış olabilir. Bu iddia doğrulanırsa, Bitcoin’in tarihinde yıllardır tartışılan “gölge destekçiler” konusunu tamamen yeni bir seviyeye taşımış olacak.
Bu yazıda, ortaya çıkan belgeler, iddiaların arka planı, teknik ve politik etkiler, uzman yorumları ve tüm bu iddiaların Bitcoin’in merkeziyetsizlik anlatısına etkisini kapsamlı şekilde ele alıyoruz.
Sen de Kripto Yatırımının Yeni Adresi ile Tanış!
İddiaların kaynağı, 2025 içinde basına sızdırılan bazı kurumsal yazışmalar. Bu e-postalarda:
MIT Media Lab eski direktörü Joichi Ito’nun, Epstein’a fonlar için teşekkür ettiği,
“gift fund” adı verilen anonim bağış sistemleri üzerinden para aktarıldığı,
Bu fonlarla özellikle Digital Currency Initiative (DCI) programının hızla kurulmasının sağlandığı,
DCI’nin erken dönem Bitcoin Core geliştiricilerinin maaşlarını karşılayan ana yapı olduğu
gibi detaylar yer alıyor.
DCI; Bitcoin’in ölçeklenebilirliği, güvenliği ve protokol bütünlüğü için çalışan en etkili akademik yapılardan biri olarak biliniyor. Programın ilk yıllarında geliştiricilere maaş sağlayan kaynaklar uzun süredir tartışma konusuydu — anonim bağışlar, kar amacı gütmeyen fonlar ve bazı kurumsal destekler söz konusuydu. Bu sızıntılar, Epstein’ın bu anonim kaynaklardan biri olabileceğini iddia ediyor.
Bu noktada önemli bir ayrım var:
Bu yönde hiçbir iddia veya teknik veri bulunmuyor.
Sızdırılan yazışmalar, Epstein’in:
DCI’nin kurulması,
Bazı Bitcoin geliştiricilerinin maaşlandırılması,
Kripto araştırmalarının hız kazanması
için dolaylı bir finans kaynağı olabileceğini öne sürüyor.
Bu durum Bitcoin protokolünde karar alma gücü sağladığını göstermiyor. Bitcoin Core geliştiricilerinin dağıtık yapısı ve açık kaynak mantığı gereği, herhangi bir bağışçı teknik kontrol sahibi olamaz.
Ancak mesele, “kontrolden” çok “etki alanı” boyutuna kaymış durumda.
Sızan e-postalar sadece maddi destek kısmıyla sınırlı değil. Bazı belgelerde:
Kripto vergilendirmesi,
Kripto kara para aklama düzenlemeleri,
Dijital varlık politikaları
konularında Epstein’ın bazı ABD’li yetkililerle yazıştığı iddia ediliyor.
Epstein’ın yıllar boyunca politik ve finansal elitlerle kurduğu bağlantılar biliniyor. Kriptonun yükselişe geçtiği dönemde kendisini bu alanın “erken dönem aracılarından” biri gibi konumlandırmaya çalıştığı yönünde görüşler var.
Bu da, iddiayı yalnızca teknik değil politik bir tartışmanın içine sokuyor.
Kripto ekosistemi bu konuya özellikle hassas çünkü Bitcoin’in temel felsefesi:
Merkeziyetsizlik → Bağımsızlık → Hiçbir finansal gücün kontrolünde olmamak üzerine kurulu.
Eğer Bitcoin’in erken geliştirmesinde tartışmalı bir figürün —hem de Epstein gibi skandallarla anılan birinin— maddi etkisi olduğu doğrulanırsa, şu sorular doğal olarak gündeme geliyor:
Yoksa bazı güçlü bağışçılar bu süreci hızlandırdı mı?
Teknik kararlar fon sağlayanların etkisi altında mı kaldı?
Bugüne kadar bu soruların büyük kısmına net yanıt yoktu. Sızan e-postalar, bu tartışmaları yeniden ateşledi.
Kripto analistleri ve akademisyenler arasında konu tartışmalı:
Bu görüşe göre; Bitcoin Core’a yapılan bağışlar, geliştiricilerin maaşı içindir; teknik karar alma gücü sağlamaz.
MIT Media Lab geçmişte de Epstein’dan gizli bağış aldığı için eleştirilmişti. Bu nedenle blockchain ekosisteminde “şeffaflık” beklentisinin bu tür sızıntılarla zedelendiği iddia ediliyor.
Bitcoin’in suç finansmanı ile ilişkilendirilmesinde yeni bir malzeme olabilir.
Bu tür iddialar, Bitcoin’in teknik geleceği üzerinde doğrudan bir risk oluşturmaz. Ancak:
Kamu algısı
Politik baskılar
Regülasyon tartışmaları
üzerinde etkisi olabilir.
Özellikle Epstein gibi kötü şöhretli bir ismin herhangi bir teknolojiyle bağlantılı olması bile, o teknoloji hakkında komplo teorileri ve politik manipülasyon alanı yaratabiliyor.
Bu nedenle iddialar teknikten ziyade stratejik ve psikolojik etkiler taşıyor.
Birkaç nedeni var:
“Erken dönem finansmanında karanlık bir kaynak” fikri, Bitcoin’in doğuşu hakkındaki anlatıyı zayıflatabilir.
Finansman kaynağı kim olursa olsun, gizli destek olması bazı kullanıcılar için rahatsız edici.
Epstein’ın devlet yetkilileriyle kripto hakkında iletişim kurmuş olması, regülasyon cephesini etkileyebilir.
Bu nedenle yeni iddialar daha fazla yankı buluyor.
Şu anki tabloya göre:
İddialar tamamen yalan değil,
Tamamen doğrulanmış da değil.
Sızdırılan e-postalardaki ifadeler, Epstein’ın kripto araştırmalarına fon aktarmış olabileceğini gösteriyor. Bu finansman, erken dönem Bitcoin geliştiricilerinin maaşlarının ödenmesi ve araştırma merkezlerinin kurulması gibi alanlarda etkili olmuş olabilir.
Ancak bu, Bitcoin’in protokol tasarımını, Satoshi’nin vizyonunu veya blok zincirinin teknik yönünü değiştirdiği anlamına gelmiyor.
Bitcoin’in kodu herkese açık, konsensüs mekanizması dağıtık ve hiçbir bağışçı tek başına yönlendirme gücüne sahip değil.
Fakat hikâyenin politik ve tarihsel etkisi çok daha büyük olabilir.